-
1 film çekmek
v. film, shoot a film, cine record -
2 film çekmek
wênekirina fîlm -
3 film çekmek
a) to film b) to take an X-ray -
4 fotoğraf ve film çekmek yasak
Photos and video prohibited. -
5 film
film Film m;film çekmek einen Film drehen; eine Röntgenaufnahme (Schirmbild) machen;film çevirmek einen Film drehen; fig sich amüsieren;film festivali Filmfestspiele n/pl;film hilesi Filmtrick m; Gag m;film kamerası Filmkamera f;film yıldızı Filmstar m;film yönetmeni Filmregisseur m, -in f;film oynatmak einen Film aufführen;-i filme almak verfilmen (A);filmin dublajını yapmak synchronisieren (A);-in filmini almak filmen (A);belgesel film Dokumentarfilm m;bilimsel film Kulturfilm m;canlandırma filmi Trickfilm m;dolu film abfotografierte(r) Film;kısa (metrajlı) film Kurzfilm m;uzun (metrajlı) film (Lang)Spielfilm m, abendfüllende(r) Film;renkli film Farbfilm m;sesli film Tonfilm m;sessiz film Stummfilm m;siyah-beyaz film Schwarzweißfilm m;ama ne film! fam was für ein Schauspiel!;o anda bende film koptu fam da hatte ich ein Blackout -
6 film
плёнка (ж) фильм (м)* * *1) [кино]фи́льм, кинокарти́на; киноле́нтаfilm çekmek — а) снима́ть фильм, производи́ть киносъёмку; б) де́лать рентге́н / рентге́новский сни́мок
film çevirmek — а) снима́ть фильм; б) снима́ться в фи́льме; в) арго ве́село проводи́ть вре́мя
film festivali — кинофестива́ль
film göstermek — демонстри́ровать кинофи́льм
film kamerası — кинока́мера
film oynamak — идти́ - о фи́льме
sesli film — звуково́й фильм, звуково́е кино́
sessiz film — немо́е кино́
2) плёнка (кино, фото и т. п.)boş film — неэкспони́рованная плёнка; чи́стая плёнка
dar film — у́зкая плёнка
delikli film — перфори́рованная плёнка
dolu film — экспони́рованная / засня́тая плёнка
geniş film — широ́кая плёнка
renkli film — а) цветно́й фильм; б) цветна́я плёнка
röntgen filmi — рентге́новская плёнка; рентге́новский сни́мок
siyah-beyaz film — а) чёрно-бе́лый фильм; б) чёрно-бе́лая плёнка
3) разг. карти́на, карти́нка, зре́лище, представле́ние -
7 film
[кино]фи́льм, кинокарти́на; киноле́нтаfilme çekme — экраниза́ция
film çekmek — а) снима́ть фильм, производи́ть киносъёмку; б) де́лать рентге́н (рентге́новский сни́мок)
film çevirmek — а) снима́ть фильм; б) снима́ться в фи́льме
-
8 çekmek
1. v/t ziehen; schleppen; einziehen, einsaugen, in sich aufnehmen, absorbieren; fam sich (D) einen genehmigen; FILM, FOTO machen, aufnehmen; Interesse, Neugier (er)wecken; Kaffee usw mahlen; Kleid, Schuhe anziehen; Kunden anziehen, anlocken; Last tragen (können), schaffen; Messer, Säbel ziehen, zücken; Pferd abführen; Fax, Telex, Telegramm senden; Kleidung, Stoff einlaufen; Unangenehmes, Launen usw aushalten, erdulden; erleiden, ertragen; hinnehmen; Wand, Zaun usw ziehen;-e çekmek auftragen (auf A); etwas (A) umschreiben (in A);-den çekmek zupfen (an D);ah usw çekmek ach! usw rufen;burnunu çekmek schnüffeln; fig leer ausgehen;bş-in ceremesini çekmek die Folgen G/von tragen müssen;çizgi çekmek einen Strich ziehen;dikkat(i) çekmek Aufmerksamkeit auf sich ziehen;-in dişini çekmek jemandem einen Zahn ziehen;ettiğini çekmek es nicht besser verdienen;-in fotokopisini çekmek fotokopieren A;geri çekmek zurückziehen; Botschafter usw abberufen;gol çekmek ein Tor schießen;kafayı çekmek fam saufen;-den kopya çekmek abzeichnen von; abschreiben (bei der Prüfung);nutuk çekmek eine Rede vom Stapel lassen;otuzbir çekmek fam onanieren;para çekmek Geld abheben;sorguya çekmek einem Verhör unterziehen;-in sözlerini başka manaya çekmek Worte G/von falsch auslegen;su çekmek Wasser schöpfen;tarladan çekmek Getreide einfahren;temize çekmek ins Reine schreiben;çek (arabanı!) zieh Leine!;bu ay 30 (31) çekiyor dieser Monat hat 30 (31) Tage2. v/i (schwer) wiegen; Stoff einlaufen;-e çekmek nachkommen, ähneln D -
9 film
1. film (for a camera). 2. film, movie, flick, motion picture. 3. slang a sight to see. -ini almak /ın/ 1. to film. 2. to X-ray. - çekmek 1. to take a movie. 2. to take an X-ray. -e çekmek /ı/ to film. - çevirmek 1. to make a movie. 2. slang to show off, swagger. 3. slang to have fun, have a good time. - koparmak slang to talk incoherently (when drunk). - makinesi movie camera. - oynamak cin. (for a movie) to play, be shown. - oynatmak cin. to play a movie, show a film. -leri yakmak slang to spoil a scheme/plan. - yıldızı movie star, film star. -
10 çekmek
"to pull; to draw; to drag; to haul, to tug, to lug; to tow; to withdraw; to hoist; to extract; to carry; to support; (silah vb.) to draw, to pull out; to suffer, to undergo; to bear, to endure, to abide, to put up with; to absorb, to inhale; to shrink; to" " içmek; (resim) to take; (kahve, vb.) to grind" " öðütmek; (film) to shoot; (bayrak) to run up; (ilgi, dikkat) to catch; to conjugate, to decline; to weigh; to attract; to magnetize; to charm, to captivate, to appeal, to beguile; to distil; (kablo, vb.) to lay" " döþemek; (dayak, vb.) to give; to give a meaning, to interpret; to last, to take; to drive; to put on, to wear, to pull on, to draw on" " giymek; (boya) to apply" -
11 filme çekmek
v. film -
12 perde
perde Vorhang m; Gardine f (meist tül perde); FILM Leinwand f; MED Star m; MUS Tonlage f; THEA Akt m, Aufzug m; fig Schleier m (vor, von den Augen); Scheidewand f;perde arası THEA Pause f;perde arkasında(n) hinter den Kulissen;perde çekmek einen Vorhang ziehen vor D; fig verschleiern;-in gözüne perde inmek MED den Star bekommen;beyaz perde Film m (Branche, Kunst) -
13 kötü
дурно́й нехоро́ший пло́хо плохо́й* * *1.плохо́йkötü alışkanlık — плоха́я привы́чка
kötü davranış — плохо́е поведе́ние
kötü film — низкопро́бный фильм
kötü gözle bakmak — а) смотре́ть недружелю́бно; б) смотре́ть с вожделе́нием
kötü hava — скве́рная пого́да
kötü huylu — име́ющий скве́рный хара́ктер
kötü kalbi — недо́брый / зло́бный челове́к
kötü koku — скве́рный за́пах
kötü niyet — зло́е наме́рение
kötü resim — никуды́шный рису́нок
2.kötü yol — плоха́я доро́га
1) пло́хо, нехорошо́kötü söylemek — пло́хо говори́ть о ком-чём, хули́ть кого-что
2) чрезме́рно, си́льноkötü dövmek — жесто́ко изби́ть
kötü tutulmak — влюби́ться без па́мяти
3.oğlan kıza kötü tutulmuş — па́рень по́ уши влюблён в де́вушку
плохо́й челове́кkötüler — плохи́е лю́ди
••- kötüye çekmekkötü haber tez duyulur — погов. плоха́я весть не стои́т на ме́сте
- kötü etmek
- kötü kişi olmak
- kötü kötü düşünmek
- kötüye kullanmak
- kötü olmak
- kötü sapmak
- kötü yola düşmek
- kötüye yorma -
14 çizgi
"1. line. 2. stripe; stria, striation. 3. mark, dash. 4. scratch, scar; score. 5. line, wrinkle, furrow. 6. part (in a person´s hair). 7. line (of action or thought). 8. line, boundary, limit. - çekmek to draw a line. - çizgi striped. - film animated cartoon. - resim line drawing, sketch. - roman comic book."
См. также в других словарях:
film çekmek — sin., TV 1) bir sinema kamerasıyla görüntüleri tespit etmek veya bir hareket ve görünüşün sıralı resmini çekmek 2) vücudun röntgenini almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
film — is., Fr. film 1) Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit 2) sin. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü 3) sin. Sinemalarda gösterilen eser 4) Camlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
röntgen çekmek — 1) herhangi bir organın durumunu tespit etmek için film çekmek 2) mec. bir olayın bütün geçmişini ve durumunu belirlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
su altı flaşı — is. Suyun altında film çekmek için gerekli ışığı veren cihaz … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Ayhan Işık — Ayhan Işık, born Ayhan Işıyan (5 May 1929 İzmir, 16 June 1979 Istanbul) was a popular Turkish film actor. He was the most popular lead man of Turkish cinema between 1952 and 1979.BiographyHe was born in İzmir, Turkey in 1929. He graduated from… … Wikipedia
gösteri — is. 1) İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun Uçakların uçuş gösterileri. 2) Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş 3) Sinema veya tiyatroda film, oyun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi — is. 1) Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril Bu kâğıda üç çizgi çekti. Ö. Seyfettin 2) Yüz ve vücut hatlarının her biri Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu. O. Rifat 3) mat. Bir noktanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
röntgen — is., fiz. 1) Gama veya x ışınlarının miktar ölçümü birimi 2) tıp Herhangi bir organın durumunu tespit etmek için çekilen film Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller röntgen çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük